11 Mayıs 2015 Pazartesi

Türkiye Cumhuriyeti Yönetsel Yapısı



Türkiye’nin yönetim yapısı idari (genel), askeri, adli ve akademik olmak üzere dört alan üzerinde yükselmektedir. Bunlardan idari alan merkezi yönetim (başkent ve taşra örgütü) ile yerel yönetim parçalarından oluşur. Bu çalışmanın amacı diğer üç alanı dışarıda tutarak Türkiye’deki idari sistemi ve örgütlenmeyi özellikle mevzuat üzerinden analiz etmeye çalışmaktır. Türkiye’de “devlet” örgütlenmesi denildiği zaman akla gelen özellikler; devletin ulus devlet biçiminde belirlenmesi, merkeziyetçiliğe dayanması, hukuk devleti olması, toplumsal iradenin mecliste olması ve laiklik ilkesi temelinde kurulmuş üniter bir devlet olmasıdır. Modern devletin temeli olan bu öğeler Türkiye’de Osmanlı Devleti’nin son dönemlerini de içine alan beş anayasal dönemde oluşmuştur. Bunlar ilk anayasa olarak bilenen 1876 tarihli Kanuni Esasi, Kurtuluş Savaşı dönemine ait olan 1921 Anayasası, Cumhuriyet rejiminin “kuruluş anayasası” olan 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve bugün için yürürlükte olan 1982 Anayasasıdır . Ancak günümüzde 1982 Anayasasının değiştirilmesi gündemdedir. Bu amaçla Mecliste kurulmuş olan bir komisyon çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye’nin yönetim yapısının genel ilkesi 1982 Anayasasının 123. maddesinde belirlenmiştir. Buna göre idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri “merkezden yönetim” ve “yerinden yönetim”esaslarına dayanır

Anayasa Değişikliği-Tablo



Anayasa hukuku dersinin en önemli konusu anayasa değişikliği yapılma sürecini anlatan tablo.Derslerde ve sınavlarda konuyu daha kolay anlamamızı sağlayacaktır.

Türk Yargı Sistemi


9 Mayıs 2015 Cumartesi

SAÜ Hukuk 2.Sınıf Final Sınavı Programı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ 2. SINIF 
2014-2015 EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI FİNAL SINAV PROGRAMI
TARİH SAAT  SÜRE DERSİN ADI  ÖĞRETİM 
SINIF
18.05.2015
PAZT
09.00-11.00 2 sa Borçlar Hukuku Genel Hükümler II Prof.Dr.
Ercan AKYİĞİT



20.05.2015
ÇARŞ
15.00 Temel Bilgi Teknolojisi Kullanımı Ortak Zorunlu Ders

21.05.2015
PERŞ
12.00-13.30 1.5 sa Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Öğr. Gör.
Aydın Aktay




22.05.2015
CUMA
09.00-11.00 2 sa Ceza Hukuku Genel Hükümler II  Yrd.Doç.Dr.
Meral Ekici Şahin



25.05.2015
PAZT
12.00-13.00 1 sa Yargı Örgütü Yrd.Doç.Dr.
Murat Erdem



25.05.2015
PAZT
13.00-14.00 1 sa Ekonomi ve Hukuk Yrd.Doç.Dr.
Ayhan Selçuk Özgenç



26.05.2015
SALI
12.00-13.00 1 sa Avrupa Birliği Hukuku Yrd.Doç.Dr.
D. Deniz Kırlı Aydemir


28.05.2015
PERŞ
09.00-11.00 2 sa İdare Hukuku II Prof.Dr.
Halil Kalabalık


AİLE HUKUKU DERSİ ÖDEV TESLİMİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ’NDEN DUYURU

AİLE HUKUKU DERSİNE İLİŞKİN ÖDEV, ANAYASA MAHKEMESİ'NİN E. 2011/136, K. 2012/72 SAYILI VE 17.5.2012 TARİHLİ KARARININ İNCELENMESİDİR.

SÖZ KONUSU KARAR, 28335 SAYILI VE 26.6.2012 TARİHLİ RESMİ GAZATE'DE YAYIMLANMIŞ OLUP; KARARA, www.resmigazete.gov.tr ADRESİNDEN YA DA HUKUK FAKÜLTESİ İNTERNET SİTESİ, AİLE HUKUKU ÖDEVİNE İLİŞKİN İLAN EKİNDEN ULAŞILABİLİR.

ÖDEV  METNİ, A4 KAĞIDIN BİR YÜZÜNÜ GEÇMEYECEK UZUNLUKTA VE EL YAZISI İLE TÜKENMEZ YA DA BENZERİ NİTELİKTEKİ BİR KALEM KULLANILMAK SURETİYLE, KARARA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERİNİZİ İÇERECEK ŞEKİLDE HAZIRLANMALIDIR.


ÖDEVLERİNİZİ, ARŞ. GÖR. MUSTAFA ÜNLÜTEPE'YE, EN GEÇ 14.5.2015 TARİHİNDE YAPILACAK OLAN DERSİN ARDINDAN TESLİM EDİNİZ. BU TARİHTEN SONRA TESLİM EDİLMEK İSTENİLEN ÖDEVLERİN KABUL EDİLMEYECEĞİNİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUNUZ.

SAÜ’DE BİSİKLET GÜNÜ DÜZENLENDİ


  
Düzenlenen Bisiklet Günü etkinliği ilk olarak bisiklet turu ile başladı. Mavi Durak’tan başlayan tur Sakarya Üniversitesi Esentepe Yerleşkesi’nde tamamlandı. Daha sonra ağaç dikimi gerçekleştirildi.

Etkinlik kapsamında SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde bir de panel düzenlendi. Panelde konuşan Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz “Bisiklet ve Yaşam” konulu bir sunum yaptı. Bisiklet kültürünün yaygınlaştırılmasının önemine değinen Suyabatmaz, “Bisiklet kültürünün gelişmesi için okullara girmesi gerekiyordu. Milli eğitim Bakanlığımız bu konuda önemli bir adım attı. Bisiklet dersi okullarda seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı. Bisiklet kültürü devlet politikası ve stratejisi olmaya başladı. Gelecek nesillere yaşanabilir dünya bırakmak istiyoruz bunu için de kentimizdeki hava kirliliğini azaltmak için bisiklete ağırlık vermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bisikletliler Derneği Temsilcisi İlhan Şengel, tüm çocukların hayalinde bisiklete sahip olmanın yattığını belirterek, bisikletin bugün ulaşılabilir bir araç olduğunu ifade etti. SAÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız, Sakarya Üniversitesi Bisiklet Topluluğu’nun 2011’de kurulduğunu hatırlatarak, bisikletin yaygınlaştırılması gerektiğini dile getirdi. Etkinlikte ayrıca güvenli bisiklet kullanımına ilişkin tavsiyelerde bulunuldu.

Rasim Özdenören’e Fahri Doktora Verildi

Biri 25, diğeri 12 sene avukat olmak için bekledi

Biri 25, diğeri 12 sene avukat olmak için bekledi

İzmirli Oya Soyal (43) ve Ruşen Duman (30), hem kariyer hem de çifte diploma sahibi olmalarına rağmen çocukluk hayallerinin peşinden giderek yıllar sonra üniversite sıralarına tekrar oturdu. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıfta eğitim alan ve yakında avukat olmaya hazırlanan bu azimli kadınlar, yol ayrımında olan herkese, "Hayatınızda radikal karar almaktan korkmayın." çağrısında bulundu.Küçük yaşlarından itibaren en büyük hayali avukat olmak olan ikiliden Soyal, 18 yaşında girdiği üniversite sınavında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat, Duman ise Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği'nin kazandı. Bu bölümlerin kendilerine göre olmadığını kısa sürede anlayınca, hukuk okuyabilmek için ertesi yıl bir kez daha sınava girdiler. Daha önce bir üniversiteye yerleştikleri için yapılan puan kesintileri sebebiyle hayallerine bir türlü ulaşamayan Soyal ve Duman, bir meslek sahibi olabilmek için üniversite bitirme kararı aldı.

Üniversite eğitiminin ardından ağabeyiyle birlikte yazılım ve danışmanlık hizmeti veren bir bilgisayar şirketi kuran Oya Soyal, mesleğinde ilerlemesine rağmen avukat olma isteğinden vazgeçmedi. Ailesinden de aldığı destekle 2011 yılında tekrar üniversite sınavına girerek bu kez Açıköğretim Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nu tercih eden Soyal, hayallerine giden yolda doğru adımı atmış oldu. Yüksekokulu bitirmesinin ardından iki yıl önce dikey geçiş sınavına girerek bu kez Yaşar Üniversitesi Hukuk Bölümü’nü tam burslu kazanmayı başaran Soyal, “Hukuk fakültesini kazanmak en büyük hayalimdi ancak bunun yalnızca bir hayal olarak kalmaması için çok çalıştım. 18 yaşımdan bu yana, yani tam 25 sene boyunca avukat olmayı bekledim. Ailemin büyük desteğini almama rağmen çevremde, bu işi asla başaramayacağımı düşünen insanlar da oldu ancak ben hem işimi hem de öğrenciliğimi başarılı bir şekilde yürüttüm. Belki liseden sonra hukuk fakültesini kazansaydım, kıymetini bu kadar çok bilemeyecektim. Hattâ belli bir olgunluğa eriştikten sonra hukuk bölümünde okumanın çok daha doğru olduğuna inanıyorum. Şimdiki hedefim, yüksek lisans yaparak özel hukuk alanında uzmanlaşmak ancak tabii ki aktif olarak avukatlık yapacağım. Benim herkese tavsiyem, yaşınız kaç olursa olsun, işteki pozisyonunuz ne olursa olsun hayallerinizden asla vazgeçmeyin.” dedi.
Ruşen Duman da Sosyal Bilgiler Öğretmenliği'ni birincilikle bitirip üzerine Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nde tezli yüksek lisansı tamamlasa bile avukat olma hayalinden bir türlü vazgeçmedi. 18 yaşından 26 yaşına kadar her yıl, hukuku kazanma umuduyla üniversite sınavına giren genç kadın, ağabeyinin hukuk bürosunda yıllarca asistanlık yaptı. 2011 yılında girdiği üniversite sınavında bu kez Açıköğretim Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nu tercih eden Duman, arkadaşı Soyal gibi hedefine ilk kez bu kadar yaklaşmayı başardı. Dikey geçiş sınavıyla Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanan Duman, hedefine ulaşmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulundu: “Üniversiteye girdiğim ilk sene yanlış bir tercihte bulunmak, bütün bir hayatımı etkiledi ancak yıllar boyunca hayalimden bir gün bile vazgeçmedim. Başta kendimden 10 yaş küçük gençlerle okuyacak olma fikri beni biraz tedirgin etmişti ancak şimdi, iyi ki cesaret etmişim diyorum. Vazgeçmeyenler için bu hayatta hep bir yol vardır. Asla, 'Bu saatten sonra olmaz' demeyin. Eğer siz isterseniz ve elinizden geleni yaparsanız başarmamanız imkansız. Hedefim, icra hukuku alanında kariyer yapmak. Bunun için yüksek lisans yapmayı da planlıyorum.” 

Avukatlardan örnek davranış

Avukatlardan örnek davranışDünya genelinde çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen uluslararası çevre hareketi Let's Do it (Haydi Yapalım) etkinliği kapsamında Bursa Barosu Genç Avukatlar Meclisi üyesi avukatlar önce eldivenlerini giyip sonra poşetlerle çöp topladı. Avukatlar, mesire alanında yaptıkları temizlik harekatında bebek ayakkabısı, yiyecek hatta para bile buldu. Çimenlerin arasında çöp toplayan bir avukatın 50 lira bulması dikkat çekti.Bursa Barosu Genç Avukatlar Meclisi, uluslararası çevre hareketi olan Let's Do It kapsamında şehrin önemli mesire alanlarından Botanik Park'ta çevre harekatı düzenledi. Çoğunluğu gençlerden oluşan avukatlar ellerine aldıkları çöp poşetleriyle yeşillikleri didik didik arayıp çöp topladı. Çöplerin çoğunluğunun su şişeleri, çikolata ambalajları olduğu gözlenirken bebek ayakkabısı ve 50 lira para da bulunması dikkat çekti. 

Etkinliğe katılan stajyer avukat Zeynep Pınar Şahin, "Amacımız; çöpleri toplamak değil, insanlarda bilinç oluşturmaktır. 'Bakın siz kirletiyorsunuz, biz de topluyoruz' diyerek 'siz de kirletmeyin' mesajını vermek istedik. Topladıktan sonra çöpleri ayrıştıracağız, raporunu hazırlayacağız. Tüm dünyaya lütfen çevremizi kirletmeyin mesajını veriyoruz." diye konuştu. Çöp toplayan avukatlar, "Çöp topluyoruz. Hiç de zor değil, çok insan da katıldı. Her şey var, yiyecek var, pet şişe var. Çok fazla çöp var. Çöpleri çöp kutusuna atsak, böyle etkinlikler düzenliyoruz ama daha güzel etkinlikler düzenlesek daha iyi olur. Botanik Park'ta insanlar hafta sonu gelip ailesiyle zamanlarını burada geçiriyorlar. insanlardan isteğimiz; yine buraya gelecekler, o yüzden temiz bırakmalılar. Bu etkinliği her yere yaymak gerekiyor. İlgi ve alaka bekliyoruz." diye konuştular. 

Bursa Barosu Genç Avukatlar Meclisi Başkanı Avukat Türker Sarnık ise şunları kaydetti: "Soğanlı Botanik Park çevresinde çöp ve atık toplayacağız. Çevremize ve doğamıza verilen zarı en aza indirgemeye ve farkındalık oluşturmaya çalışacağız. Yeşil Bursa'nın çevresine verilen zararı en aza indirgemek en önemli görevimizdir. Dünyada, yaklaşık 100 milyon ton atık bulunduğu düşünülüyor. Bu sadece estetik bir sorun olmanın ötesinde, aynı zamanda sağlık, doğal hayat, dayanışma ve sorumlulukla alakalı bir durum. Bu atıklara ‘değerlendirilmemiş kaynaklar’ gözüyle de bakmalıyız. Let’s Do it! hareketi kısa bir süre önce Birleşmiş Milletler Çevre Programları (UNEP – United Nations Environmental Programme) ağına kabul edilmiştir ve Yönetim Konseyi/Global Bakanlıklar Çevre Forumu oturumlarında gözlemci statüsü kazanmıştır."

'Usulsüz dinlenen' gazeteciler tazminat kazandı

'Usulsüz dinlenen' gazeteciler tazminat kazandı
Anayasa Mahkemesi, 4 gazetecinin MİT tarafından farklı kimlik bilgileriyle dinlenmesine ilişkin gerekçeli kararında başvuruculara 3 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.Anayasa Mahkemesi, gazeteciler Yasemin Çongar, Markar Eseyan, Mehmet Baransu ve Ahmet Altan'ın, 2008'de MİT tarafından farklı kimlik bilgileriyle dinlenmesine ilişkin başvurusu üzerine verdiği kararın gerekçesini açıkladı. 

Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, başvurucuların dinlenmesiyle haberleşme özgürlüklerinin ihlal edildiği, basın özgürlüklerinin ise ihlal edilmediği bildirildi.

Kararda, haberleşme özgürlüklerinin ihlali iddialarının kabul edilebilir, basın özgürlüklerinin ihlali iddialarının ise "açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilemez bulunduğu ve başvuruculara 3 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesinin kararlaştırıldığı bildirildi.

Davanın geçmişi

Gazeteciler, 10 Şubat 2012'de MİT görevlileri hakkında "resmi belgede sahtecilik, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma" suçlarını işledikleri iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim 2012'de MİT mensupları için Başbakanlık'tan soruşturma izni talep etmiş, olumlu veya olumsuz yanıt gelmemesi üzerine soruşturma izni verilmediğini değerlendirerek Danıştaya itirazda bulunmuştu.

1 Mayıs 2015 Cuma

SAÜ'de Kan Bağışı

Mountain consectetur adipiscing elit In quis lacus a odio suscipit luctus

Hedef 2015 Gönüllü

Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) Kızılay Topluluğu tarafından kan bağışı kampanyası düzenleniyor.
Genç TEMA, Çeviri, UltrAslan, BJK, Bisiklet, Yeşilay, Çevre Mühendisliği, YBS, EMK, Fihi Ma Fih ve Sosyal Hizmet topluluklarının da desteklediği kampanyada, bir gün içinde 2015 gönüllü kan bağışçısına ulaşılması hedefleniyor.
“Kan Ver Kahramanım Ol” sloganıyla düzenlenecek kampanya 28 Nisan Salı günü SAÜ Esentepe Kampüsü Helikopter Pistinde gerçekleştirilecek. Sabah saat 9’da başlayacak kampanya akşam saat 21:30’a kadar devam edecek.
Geçtiğimiz yıl SAÜ öğrencisi Tuğba Erdoğan anısına gerçekleştirilen kampanyada 1680 gönüllü tarafından kan bağışında bulunulmuştu.

Stajyer Avukatlar Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması Final Videosu


      
Ankara Barosu Staj Kurulu, stajyer avukatlara yönelik Kurgusal Duruşma Yarışması düzenledi.Organizatörlüğünü Ankara Barosu Staj Kurulu üyeleri Av. Erkan Güçavlı ve Av. Bihter Başköylü’nün yaptığı yarışmaya, 128 stajyer avukat 32 grup halinde katıldı.32 grup, ön elemelerde 16 hukuk olayı üzerine kurgulanan 16 kurgusal duruşmalarda karşı geldi. Kurgusal duruşmaları, bir hakim, bir akademisyen ve bir kıdemli avukattan oluşan heyetler yönetti.Ön elemelerde ilk ikiye giren danışmanlığını Av. İrem Tandoğar’ın yaptığı 32. Grup ve danışmanlığını Av. Bekir Şakır’ın yaptığı 30. Grup, finalde birbiriyle yarıştı.Kurgusal Duruşma Yarışması, 29 Nisan 2015 Çarşamba günü Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde yapılan finalle son buldu.Ceza olayı üzerine kurgulanan final duruşmasını, Yargıtay 1. Ceza Dairesi Üyesi Ali Altınkaya, Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş ve Av. Behzat Binici’den oluşan heyet yönetti.Finalde, danışmanlığını Av. İrem Tandoğar’ın yaptığı 32. Grup birinci, danışmanlığını Av. Bekir Şakır’ın yaptığı 30. Grup ikinci oldu.Yarışmada ilk beşe giren gruplar, plaket ve ödüllerini Ankara Barosu Başkanı Av. Hakan Canduran, Başkan Yardımcısı Av. M. Emin Seçkin Arıkan, Genel Sekreteri Av. Erinç Sağkan, Staj Kurulu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu ve Başkan Yardımcısı Av. Ali Özdemir’in elinden aldılar.

Ülkemizde ve Dünyada 1 Mayıs

 




 İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ’Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı1.
Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.
 Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 1889`da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.Türkiyede'de Sarper Özsan’ın yazıp bestelediği 1 Mayıs Marşı eşliğinde kutlanmaktadır.
Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik’ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçi Bayramı" ilan edildi.
1924`te hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
1935 yılında 1 Mayıs`a "Bahar ve Çiçek Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.Türkiye Cumhuriyeti döneminde işçi hareketleri yüzyılın ikinci yarısından itibaren ivme kazandı.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun organizasyonu altında gerçekleşti.
 1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34’ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re’sen emekliye sevk edildi.
1978’de yüzbinlerce kişi tarafından Taksim Meydanı’nda kutlandı.
1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüzbinlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı.
1981`de Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs`ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
1989`da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.
1996`da Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy`de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV`nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı.
 2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi`ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı.
2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı.Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi.
2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim’e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30’dan itibaren Şişli’de, Osmanbey’de, Pangaltı’da, Nişantaşı’nda, Okmeydanı’nda, Dolapdere’de ve Kurtuluş’ta olaylar çıktı. Polisin, DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve ÖDP binasında yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı.Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı’nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara'da Sakarya Meydanı’nada yapılan kutlama olaysız sona erdi. 1 Mayıs 2008 tarihinde çıkan olaylarda polisin bir direnişçiye joplarda müdahalesi.2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.
2009 Nisan Taksim’e çıkılmasına izin verilmedi.
2010 1 mayıs 300 bin kişinin katıllımıyla Taksim’de kutlandı.

Yargıtay'dan emsal karar: Din değiştirme kusur değil ki boşanma nedeni olsun

                         Yargıtay'dan emsal karar: Din değiştirme kusur değil ki boşanma nedeni olsun

Anayasa Mahkemesi Başvuruları