13 Mart 2015 Cuma

Hukuk Öğrencilerinin Okuması Gereken Kitaplar

Hukuk ve edebiyat birbiriyle ilişkili alanlardır.Hukuk,adalet,ceza,hak,özgürlük,eşitlik üzerine roman,tiyatro,öykü vb. türde yazılmış birçok edebiyat eseri bulunmaktadır.Hukuki konular üzerine yazılmış bu tür eserleri okumak hem muhakeme yeteneğimizi artırması açısından hem de genel kültür açısından önemlidir.Her hukukçunun okuması gerektiğini düşündüğüm eserler listesi ise şu şekilde:

Diriliş: Tolstoy’un en önemli üç romanından biri olan Diriliş, bir insanın geçirdiği sarsıcı değişimin romanıdır. Zengin Prens Nehlüdov, hizmetçi Maslova’yı baştan çıkarıp terk ederek hırs ve arzularının peşinden gider. Yıllar sonra bir mahkeme salonunda Maslova ile karşılaşan Nehlüdov, onu bu batağa kendisinin ittiğinin farkına varacak ve “dirilen” vicdanı, onun baştan ayağa değişmesine sebep olacaktır.
Diriliş, vicdan azabının ezici baskısını anlatırken, ceza hukukuna da ağır eleştiriler yöneltiyor. Eserlerinde ahlaki değerlere vurgu yapan Tolstoy, bu kitabında insan ruhunun, vicdanının ve inancının toplum tarafından öldürüldüğünü dile getirip, bunların yeniden dirilişinin mümkün olup olmadığını sorguluyor.
Bülbülü Öldürmek:  Amerika'da 1930'ların  Güney Eyaletleri' nden birinde bir zenci beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır.Önyargılar,şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adlarındaki iki çocuğun ağzından keyifli bir dille bize aktaran roman,aynı zamanda kent halkının vicdanına karşı tek başına karşı koyan bir erkeğin mücadelesini de anlatıyor. Pulitzer ödüllü kitabın daha önceki film önerileri yazısında Oğuz Uysal tarafından önerilen filmi de oscar kazanmıştır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü,Victor Hugo: Ya siz idama mahkum olsaydınız?Sizin yürek darlıklarınız,sıkıntılarınız neler olurdu?İnfaz edilmeden önce neleri düşünürdünüz?Çocukluk arkadaşlarından birinin idam cezasına çarptırılmasının ardından, Victor Hugo bu karamsar anlatıda bir tutuklunun son gününü sahneye koymaya karar veriyor.Hugo bu eseriyle geriye,idam cezasının kaldırılması için sert bir tanıklık,ileride dile getireceği siyasi söylemlerin birçoğunun haberini çok önceden veren gerçek bir yurttaş iddianamesi bırakıyor.
Dava,Franz Kafka:  Dava,bir sabah hiç açıklanmayan sebeplerden ötürü tutuklanan Joseph K'nın hayret verici bir yargı süreciyle mücadelesinin kasvetli hikayesini anlatıyor. Joseph K,bir kafa karıştırıcı durumdan diğerine sürüklenirken,bilinmeyen suçlamalar karşısında masumiyetini kanıtlama konusunda giderek umutsuzlaşıyor. Birbirine yabancılaşmış uyruklarının hayatlarını ezip geçen otoriter bürokrasinin sert bir portresini çıkaran Dava, bugün de eski güncelliğini koruyor.
Kırmızı Pazartesi,Gabriel Garcia Marquez:  Marquez bize hukukun kategorize ettiği namus cinayetlerinden çok daha farklı bir namus cinayeti anlatıyor. Kitabın açılış paragrafından itibaren olacağı ifade edilen cinayet aslında işlenmek istemeyen bir cinayettir.Bu trajikomik hikayede cinayetin işleneceği o kadar açıktır ki kimse cinayetin işlenmeyeceğine ihtimal vermez.
Reis Bey,Necip Fazıl Kısakürek: Nihayet bir Türk romanı da listede.Reis Bey ' de "bir masuma kıymaktansa ,bin cürümlüyü cezasız bırakmak yeğdir" düşüncesine karşı,"cemiyette bir ferdi korumak için bin kişiye idam gömleğini giydirmekten kaçınılmamalıdır,o bir kişi bütün cemiyettir"şeklinde düşünen bir ağır ceza reisinin yaşadığı dramatik değişimi anlatılıyor.
Osmanlı Türk Anayasal Gelişmeleri,Bülent Tanör: Türkiye'de gelişen anayasal sürecin kolayca anlaşılmasına yardımcı olur ve ayrıca anayasa hukuku dersi açısından yardımcı bir kitaptır.
Suçluyorum,Emile Zola: 19. yüzyıl sonları Fransa 'sında Yahudi kökenli bir subayın,yüzbaşı Alfred Drefyus'un haksız yere casuslukla suçlanmasıyla patlak veren Drefyus Davası,yalnızca bir hukuk ve ayrımcılık skandalı değil,aynı zamanda başta ordu ve yargı olmak üzere ülkenin tüm kurumlarını temellerinden sarsan bir toplum olayıydı.tam 12 yıl sonra Drefyus'un aklanmasıyla sonuçlansa da,Üçüncü Cumhuriyer ve çağdaş Fransa'nın tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu.Büyük romancı Emilé Zola,13 Ocak 1898 günü bir gazetede yayınladığı Suçluyorum başlıklı açık mektubuyla,Drefyus'a yapılan haksızlığın karşısına dikilen Fransız aydınlarının öncüsü oldu.
Ceza  Sömürgesi,Franz Kafka:  Bu öyküde aklınıızda en fazla yer edecek şey ceza  makinesi metaforu üzerinden Kafka'nın adalet kavramı hakkında ifade ettikleri olacaktır.
Moebius Döngüsü:  Bu öyküde Julio Cortazar'ın Mırıldandığım Öyküler isimli kitabında mevcut.Bir tecavüzcü katilin konu edildiği öyküde kişinin geçmişi de irdelenerek kişiye karşı okuyucunun karmaşık duygular içine girmesine neden oluyor.Geçmişiyle birlikte ele alındığında bu kişinin suçluluğundan daha doğrusu bir cezayı hak edip etmediğinden şüphe duymaya başlıyoruz.
Çalılıklar Arasında,Ryunosuke Akutagava:  Bu aslında Ryunosuke Akutagava'nın Raşömon ve Diğer Öyküler kitabından bir öykü.Bu listede şahsen en beğendiğim öykü budur.Hikayede ormanda bir ceset bulunur ve zanlı olarak azılı haydut Tacomaru yakalanır.Hikaye boyunca  kurban,kurbanın karısı ve Tacomaru'yu dinleyip cinayeti kimin işlediğini anlamaya çalışırız.Fakat tahminin aksine bu konuda kimse birbirini suçlamamaktadır.
Özgürlük Üzerine,John Stuart Mill: "Eğer biri hariç,bütün insanlar aynı düşüncede olsalar,nasıl bu karşıt düşüncedeki kimsenin diğerlerini susturma hakkı yoksa ,tüm insanların da o kişiyi susturma hakkı yoktur." "Özgürlükten vazgeçme özgürlüğü olabilir mi?"gibi konuları ele almaktadır.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört:  George Orwell tarafından kaleme alınmış alegorik bir politik romandır.Hikayesi dispotik bir dünyada geçer.Dispotya romanlarının ünlülerindendir.Özellikle kitapta tanımlanan Big Brother(Büyük Birader) kavramı günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır.Aynı zamanda kitapta geçen düşünce polisi gibi kavramları da George Orwell günümüze kazandırmıştır.
Medeniyetler Çatışması:  Samuel Huntington tarafından işlenen,soğuk savaş sonrasına tekabül eden 1990'lı yıllardan itibaren uluslararası ittifak ya da ihtilaflarda belirleyici olan unsurun politik ya da ekonomik ideolojiler değil,medeniyetler olmaya başladığını ve 21 yüzyılda da bu trendin devam edeceğini ifade eden bir tezdir.


3 yorum: